top of page
pxfuel.jpg

Kontrol Yanılsaması ve Yükleri

Güncelleme tarihi: 21 Şub

İnsanı tüm hayatın ve evrenin merkezine koyan bakış açısı bu denli güçlü olduğu düşünülen bir canlıya “kontrol” kudretini de farkında olmadan vermiştir. Ancak modern dünyadaki hayatımız bizlere göstermektedir bu sahip olduğunu sandığımız bu kontrol algısı bir noktadan itibaren bir yanılsamadan ötesi değildir…


Copernicus dünyanın evrenin merkezinde olmadığını ortaya koyarak, Darwin insanların diğer primatlarla ortak atadan geldiğini, Freud da bilinçaltı kavramını ortaya atarak insanın sanıldığı gibi "iyi" ve tüm davranışlarını "bilinçli" bir şekilde yapan bir canlı olmadığını göstererek insanı çok özel bir canlı olduğu algısına darbe vurmuşlardır. Böylece her şeyin merkezinde olduğu düşünülen insan, bir anda çevresindeki sonsuz sayıdaki değişken ve etkinin sıradan bir nesnesi olduğu gerçekliğiyle yüzleşmiştir.


Bu nesnelik kaçınılmaz olarak insanı çevresini kontrol edebilen canlıdan çevrenin etkilediği ve bu etkiden kaçamayan insan konumuna getirmiştir. Ancak bu durum bireyin önemsiz olduğu anlamına gelmez, sadece kendisinde görmeyi dilediği kadar güçlü değildir. İnsanın evrenin ve varoluşun merkezinde olmayışı, kendi hayatının merkezinde olmadığı anlamına gelmemektedir, insan kesin bir dille, ne kadar başkalarını önemseyen bir yapıya sahip de olsa, kendi hayatının merkezindedir, bu yüzden önemlidir.


Bu oldukça önemli ve de "yük"lü bir farkındalıktır çünkü insan zihni, içinde bulunduğu konumu öngörülebilir ve kontrol edilebilir olarak değerlendirmek arayışındadır, bilinmezlikler stres ve kaygı yaratır. Bununla birlikte zihnin bu beklentisi gerçeklikle çatışmaktadır ve bu da bizi depresif bir hale sokar, çevremizi kontrol etmesi gereken bir canlıyken onun altında ezilen ve yeterince güçlü olamayan bir konumda buluruz kendimizi.


Ancak bu sadece bir bakış ve anlama biçimidir, kabul de bu farkındalıktan sonra iyileştirici bir etki olarak karşımıza çıkar. Evet, evrenin merkezinde değiliz ve herşeyi kontrol edemiyor olabiliriz ancak bir yandan da kendi hayatımızın merkezinde olduğumuzu biliyoruz ve bu da bize sınırlı bir kontrol getiriyor. Bu ikiliğin ortaya çıkardığı çatışmayı hayatımızda çözmemizin tek yolu bu hem özne hem de nesne olduğumuz ikiliğin farkında olmamız ve bunu kabul etmemiz... Aksi takdirde koca evrenin altında kalan bir nesne olarak bu çatışmanın ortaya çıkardığı çözümsüzlüklerin depresif sonuçlarıyla hayata devam etmekten başka elimizden bir şey gelmez.

 
 
bottom of page