Tutarlılık Çukuru
- Ogeday ÇOKER
- 21 Şub
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 Şub
Her gün kendinizden ve diğerlerinden aynı olmalarını bekleyemezsiniz, kimse de sizden bekleyemez. Genel olarak psikoloji insanların tutarlı olmasına ilişkin bir beklenti içerisindedir ve bizler de günlük hayatımızdaki insanların bizden bu yöndeki beklentileriyle karşılaşırız; “bugün neden böylesin” “bunu senden hiç beklemezdim”. Bunun sizden beklenmiyor oluşu hep aynı şekilde davranmanızın istenmesinden kaynaklanmaktadır. Ancak dünya ve hayat nasıl, bir devinim ve hareket içerisindeyse siz de öylesiniz. Bu yüzden genel bir siz olsanız da en nihayetinde her gün aynı tavırları, sabrı ve bakışı gösteremeyebilirsiniz…
Tutarlılık arayışı psikolojinin insanın öngörülebilir bir canlı olarak görme arayışıyla hayatımıza yüklenmiş bir yük. Fen bilimleri gibi kesinlik ve bireyi kontrol edebilirlik arayışı bir bilim olarak psikolojiyi insanın önceden tahmin edilebilen bir canlı olarak değerlendirmesine sebep olmuştur. Bu bakış açısı "birey bugün ne ise yarın da odur" önermesini getirmiş ve bireye ilişkin edinilen bilgilerin genelleştirilebilir bir halde değerlendirilmesine yol açmıştır. Tabi ki bu değişmez birey kurgusu, değişen, farklı olan insan gerçekliğiyle karşılaştığında onu da açıklayan yeni kavramlar üretmek zorunda kalmıştır. Karşılaşılan bu tutarsızlıklar bireyleri olduğu şeylerden olması ve durması gereken yerlere sıkıştırmaktadır. İnsanın gelişimi nasıl ki ömür boyu devam ediyorsa bu gelişimin içerisinde seneler boyu süren değişimler değil farklılaşan günlük etkiler karşısında farklı yönlerini ortaya çıkartmak zorunda kalan bireyle karşılaşırız. Ve bu özellikle çevremiz tarafından tutarsız ve dengesiz olduğumuz değerlendirmesine götürür bizleri. Oysa ki biz sadece değişen günlük koşullar altında farklı yönlerimizi ortaya koyan ve kendiliğimizi korumaya çalışan bireylerden ötesi değiliz. Bu kendilik tabi ki yer yer sınırlarımızı genişletme çabamızı da içerir ve bu sınır genişletme çabası herkes tarafından sürekli anlayışla karşılanmak zorunda değildir. En nihayetinde bu sınır genişletme çabası tüm bireylerin kendiliklerini oluşturmaya devam ediyor oluşunun bir çıktısıdır ve zaman zaman çatışmalara sebep olabilir. Ancak bu çatışmalar bireylerin sahip olmalarının gerektirdiği (!) bir tutarsızlığın sonucu değil sadece kendiliklerini ortaya koymaya çalışan bireylerin modern dünyada karşılaştıkları değişimlerin kaçınılmaz bir sonucudur...